Memurların Disiplin Suçu ve Cezası

MEMURLARIN DİSİPLİN SUÇU ve CEZASI

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. Maddesinde, disiplin cezalarının çeşitleri ile ceza uygulanacak fiil ve haller; uyarma, kınama, aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması ve kamu görevinden çıkarma olmak üzere beş başlık altında düzenlenmiştir.

1.Uyarma: Memura, görevinde veya davranışlarında daha dikkatli olması yönünde yazılı olarak yapılan bildirim türlerinden biridir. Uyarma cezasına sebep olan filler şu şekilde sıralanmıştır;

  • Verilen emir ve görevlerin tam ve zamanında yapılmasında, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasların yerine getirilmesinde, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçlerin korunması, kullanılması ve bakımında kayıtsızlık göstermek veya düzensiz davranmak,
  • Özürsüz veya izinsiz olarak göreve geç gelmek, erken ayrılmak, görev mahallini terk etmek,
  • Kurumca belirlenen tasarruf tedbirlerine riayet etmemek,
  • Usulsüz müracaat veya şikayette bulunmak,
  • Devlet memuru vakarına yakışmayan tutum ve davranışta bulunmak,
  • Görevine veya iş sahiplerine karşı kayıtsızlık göstermek veya ilgisiz kalmak,
  • Belirlenen kılık ve kıyafet hükümlerine aykırı davranmak,
  • Görevin işbirliği içinde yapılması ilkesine aykırı davranışlarda bulunmak

2.Kınama: Kınama cezası da memura, görevinde veya davranışlarında daha dikkatli olması yönünde yazılı olarak yapılan bildirim türlerindendir. Kınama cezasına sebep olacak davranışlar ise şunlardır:

  • Verilen emir ve görevlerin tam ve zamanında yapılmasında, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasların yerine getirilmesinde, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçlerin korunması, kullanılması ve bakımında kusurlu davranmak,
  • Eşlerinin, reşit olmayan veya mahcur olan çocuklarının kazanç getiren sürekli faaliyetlerini belirlenen sürede kurumuna bildirmemek,
  • Görev sırasında amire hal ve hareketi ile saygısız davranmak,
  • Hizmet dışında Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak,
  • Devlete ait resmi araç, gereç ve benzeri eşyayı özel işlerinde kullanmak,
  • Devlete ait resmi belge, araç, gereç ve benzeri eşyayı kaybetmek,
  • İş arkadaşlarına, maiyetindeki personele ve iş sahiplerine kötü muamelede bulunmak,
  • İş arkadaşlarına ve iş sahiplerine söz veya hareketle sataşmak,
  • Görev mahallinde genel ahlak ve edep dışı davranışlarda bulunmak ve bu tür yazı yazmak, işaret, resim ve benzeri şekiller çizmek ve yapmak,
  • Verilen emirlere itiraz etmek,
  • Borçlarını kasten ödemeyerek hakkında yasal yollara başvurulmasına neden olmak,
  • Kurumların huzur, sukün ve çalışma düzenini bozmak,
  • Yetkili olmadığı halde basına, haber ajanslarına veya radyo ve televizyon kurumlarına bilgi veya demeç vermek

3.Aylıkta Kesme: Aylıktan kesme cezası, memurun, brüt aylığından 1/30 – 1/8 arasında kesinti yapılmasıdır. Aylıktan kesme cezasını gerektiren fiil ve haller maddede şu şekilde düzenlenmiştir:

  • Kasıtlı olarak; verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yapmamak, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasları yerine getirmemek, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçleri korumamak, bakımını yapmamak, hor kullanmak,
  • Özürsüz olarak bir veya iki gün göreve gelmemek,
  • Devlete ait resmi belge, araç, gereç ve benzerlerini özel menfaat sağlamak için kullanmak,
  • Görevle ilgili konularda yükümlü olduğu kişilere yalan ve yanlış beyanda bulunmak,
  • Görev sırasında amirine sözle saygısızlık etmek,
  • Görev yeri sınırları içerisinde her hangi bir yerin toplantı, tören ve benzeri amaçlarla izinsiz olarak kullanılmasına yardımcı olmak,
  • Hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak.

4.Kademe İlerlemesinin Durdurulması: Fiilin ağırlık derecesine göre memurun, bulunduğu kademede ilerlemesinin 1-3 yıl durdurulmasıdır. Kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren fiil ve haller ise şunlardır:

  • Göreve sarhoş gelmek, görev yerinde alkollü içki içmek,
  • Özürsüz ve kesintisiz 3 – 9 gün göreve gelmemek,
  • Görevi ile ilgili olarak her ne şekilde olursa olsun çıkar sağlamak,
  • Amirine veya maiyetindekilere karşı küçük düşürücü veya aşağılayıcı fiil ve hareketler yapmak,
  • Görev yeri sınırları içinde herhangi bir yeri toplantı, tören ve benzeri amaçlarla izinsiz kullanmak veya kullandırmak,
  • Gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek,
  • Ticaret yapmak veya Devlet memurlarına yasaklanan diğer kazanç getirici faaliyetlerde bulunmak,
  • Görevin yerine getirilmesinde dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayrımı yapmak, kişilerin yarar veya zararını hedef tutan davranışlarda bulunmak,
  • Belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak,
  • Açıklanması yasaklanan bilgileri açıklamak,
  • Amirine, maiyetindekilere, iş arkadaşları veya iş sahiplerine hakarette bulunmak veya bunları tehdit etmek,
  • Diplomatik statüsünden yararlanmak suretiyle yurt dışında, haklı bir sebep göstermeksizin ödeme kabiliyetinin üstünde borçlanmak ve borçlarını ödemedeki tutum ve davranışlarıyla devlet itibarını zedelemek veya zorunlu bir sebebe dayanmaksızın borcunu ödemeden yurda dönmek,
  • Verilen görev ve emirleri kasten yapmamak,
  • Herhangi bir siyasi parti yararına veya zararına fiilen faaliyette bulunmak.

Öğrenim durumları nedeniyle yükselebilecekleri kadroların son kademelerinde bulunan devlet memurlarının, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının verilmesini gerektiren hallerde, brüt aylıklarının ¼’ü – ½’si kesilir ve tekrarı halinde görevlerine son verilir.

5.Devlet Memurluğundan Çıkarma: Bir daha Devlet memurluğuna atanmamak üzere memurluktan çıkarma cezasıdır. Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:

  • İdeolojik veya siyasi amaçlarla kurumların huzur, sükun ve çalışma düzenini bozmak, boykot, işgal, kamu hizmetlerinin yürütülmesini engelleme, işi yavaşlatma ve grev gibi eylemlere katılmak veya bu amaçlarla toplu olarak göreve gelmemek, bunları tahrik ve teşvik etmek veya yardımda bulunmak,
  • Yasaklanmış her türlü yayını veya siyasi veya ideolojik amaçlı bildiri, afiş, pankart, bant ve benzerlerini basmak, çoğaltmak, dağıtmak veya bunları kurumların herhangi bir yerine asmak veya teşhir etmek,
  • Siyasi partiye girmek,
  • Özürsüz olarak bir yılda toplam 20 gün göreve gelmemek,
  • Savaş, olağanüstü hal veya genel afetlere ilişkin konularda amirlerin verdiği görev veya emirleri yapmamak,
  • Amirlerine, maiyetindekilere ve iş sahiplerine fiili tecavüzde bulunmak,
  • Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak,
  • Yetki almadan gizli bilgileri açıklamak,
  • Siyasi ve ideolojik eylemlerden arananları görev mahallinde gizlemek,
  • Yurt dışında Devletin itibarını düşürecek veya görev haysiyetini zedeleyecek tutum ve davranışlarda bulunmak,
  • 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkındaki Kanuna aykırı fiilleri işlemek.
  • Terör örgütleriyle eylem birliği içerisinde olmak, bu örgütlere yardım etmek, kamu imkân ve kaynaklarını bu örgütleri desteklemeye yönelik kullanmak ya da kullandırmak, bu örgütlerin propagandasını yapmak.
  1. maddenin devamında, disiplin cezası verilmesine sebep olmuş bir fiil veya halin cezaların özlük dosyasından silinmesine ilişkin süre içinde tekerrüründe bir derece ağır ceza uygulanacağı, aynı derecede cezayı gerektiren fakat ayrı fiil veya haller nedeniyle verilen disiplin cezalarının üçüncü uygulamasında bir derece ağır ceza verileceği düzenlenmiştir. Geçmiş hizmetleri sırasındaki çalışmaları olumlu olan ve ödül veya başarı belgesi alan memurlar için verilecek cezalarda bir derece hafif olanı uygulanabilecektir.

Bir memur hakkında disiplin kovuşturmasının yapılmış olması, fiilin aynı zamanda ceza hukuku kapsamına girmesi halinde, ayrıca ceza kovuşturması açılmasına engel teşkil etmemektedir. Bununla birlikte memurun ceza kanununa göre mahkum olması veya olmaması halleri, ayrıca disiplin cezasının uygulanmasına engel olamaz.

Disiplin cezası vermeye yetkililerin düzenlendiği 126. Maddeye göre; uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezaları disiplin amirleri tarafından; kademe ilerlemesinin durdurulması cezası, memurun bağlı olduğu kurumdaki disiplin kurulunun kararı alındıktan sonra, atamaya yetkili amirler il disiplin kurullarının kararlarına dayanan hallerde Valiler tarafından verilir. Devlet memurluğundan çıkarma cezası amirlerin bu yoldaki isteği üzerine, memurun bağlı bulunduğu kurumun yüksek disiplin kurulu kararı ile verilir. Disiplin kurulu ve yüksek disiplin kurulunun ayrı bir ceza tayinine yetkisi yoktur, cezayı kabul veya reddeder. Ret halinde atamaya yetkili amirler 15 gün içinde başka bir disiplin cezası vermekte serbestlerdir.

Söz konusu disiplin cezaları bakımından zamanaşımı süresi, bu fiil ve hallerin işlendiğinin öğrenildiği tarihten itibaren; uyarma, kınama, aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezalarında bir ay, memurluktan çıkarma cezasında altı aydır. Bu sürelerde soruşturmaya başlanmadığı takdirde disiplin cezası verme yetkisi zamanaşımına uğramaktadır. Disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerin işlendiği tarihten itibaren nihayet iki yıl içinde disiplin cezası verilmediği takdirde ceza verme yetkisi zamanaşımına uğrayacaktır.

Disiplin amirleri uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarını soruşturmanın tamamlandığı günden itibaren 15 gün içinde vermek zorundalardır. Kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren hallerde soruşturma dosyası, kararını bildirmek üzere yetkili disiplin kuruluna 15 gün içinde tevdi edilir. Disiplin kurulu, dosyayı aldığı tarihten itibaren 30 gün içinde soruşturma evrakına göre kararını bildirir. Memurluktan çıkarma cezası için disiplin amirleri tarafından yaptırılan soruşturmaya ait dosya, memurun bağlı bulunduğu kurumun yüksek disiplin kuruluna tevdiinden itibaren azami altı ay içinde bu kurulca, karara bağlanır.

Hakkında memurluktan çıkarma cezası istenen memur, soruşturma evrakını incelemeye, tanık dinletmeye, disiplin kurulunda sözlü veya yazılı olarak kendisi veya vekili vasıtasıyla savunma yapma hakkına sahiptir. Savunma hakkının düzenlendiği m.130’a göre, devlet memuru hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilemez. Soruşturmayı yapanın veya yetkili disiplin kurulunun 7 günden az olmamak üzere verdiği süre içinde veya belirtilen bir tarihte savunmasını yapmayan memur, savunma hakkından vazgeçmiş sayılmaktadır.

Disiplin cezaları verildiği tarihten itibaren hüküm ifade eder ve derhal uygulanır. Aylıktan kesme cezası, cezanın veriliş tarihini takip eden aybaşında uygulanır. Aylıktan kesme ile cezalandırılan memurlar 5 yıl, kademe ilerlemesinin durdurulması ile cezalandırılan memurlar ise 10 yıl boyunca daire başkanı kadrolarına, daire başkanı kadrosunun dengi ve daha üstü kadrolara, bölge ve il teşkilatlarının en üst yönetici kadrolarına, düzenleyici ve denetleyici kurumların başkanlık ve üyeliklerine, vali ve büyükelçi kadrolarına atanamazlar.

Disiplin cezaları memurun özlük dosyasına işlenir. Disiplin cezalarının bir süre sonra özlük dosyasından silinmesinin düzenlendiği 133. Maddeye göre, devlet memurluğundan çıkarma cezasından başka bir disiplin cezasına çarptırılmış olan memur, uyarma ve kınama cezalarının uygulanmasından 5 sene, diğer cezaların uygulanmasından 10 sene sonra atamaya yetkili amire başvurarak, verilmiş olan cezalarının özlük dosyasından silinmesini isteyebilir. Memurun, bu süreler içerisindeki davranışları, bu isteğini haklı kılacak nitelikte görülürse, isteğinin yerine getirilmesine karar verilerek bu karar özlük dosyasına işlenmektedir. Kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının özlük dosyasından çıkarılmasında da, disiplin kurulunun mütalaası alındıktan sonra bu usul uygulanmaktadır.

Cezaya itiraz, Kanun’un 35. Maddesinde düzenlenmiştir. Disiplin amirleri tarafından verilen uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarına karşı disiplin kuruluna, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasına karşı yüksek disiplin kuruluna itiraz edilebilir. İtirazda süre, kararın ilgiliye tebliği tarihinden itibaren yedi gündür. Süresi içinde itiraz edilmeyen disiplin cezaları kesinleşmektedir.

İtiraz mercileri, itiraz dilekçesi ile karar ve eklerinin kendilerine intikalinden itibaren otuz gün içinde kararlarını vermek zorundadır. İtirazın kabulü hâlinde, disiplin amirleri kararı gözden geçirerek verilen cezayı hafifletebilir veya tamamen kaldırabilirler. Disiplin cezalarına karşı idari yargı yoluna başvurulması da mümkündür.

Danıştay Kararları

“Davacı hakkında yapılan disiplin soruşturması kapsamında ifadesinin alınması aşamasında kendisine isnat edilen fiil ile disiplin cezasına konu olan fiili farklı olduğu, sübuta erdiği iddia edilen fiili ile ilgili olarak savunmasının alınmadığı, dolayısıyla, Anayasal güvence altında bulunan savunma hakkının usulüne uygun kullandırıldığından söz edilemeyeceği açık olduğundan, dava konusu işlemde bu yönden hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Bu nedenle, İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Davacı, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

Disiplin cezaları, kamu hizmetinin gereği gibi yürütülebilmesi bakımından kamu görevlilerinin mevzuat uyarınca yerine getirmek zorunda oldukları ödev ve sorumlulukları ifa etmemeleri veya mevzuatta yasaklanan fiillerde bulunmaları durumunda uygulanan yaptırımlar olup, memurların özlük hakları üzerinde doğrudan ve önemli sonuçlar doğurmaları sebebiyle subjektif ve bireysel etkileri bulunduğu gibi kamu görevinin gereği gibi sürdürülmesi ve kamu düzeninin sağlanması bakımından objektif ve kamusal öneme sahiptirler.

Bu bakımdan disiplin soruşturmalarının yapılmasında izlenecek yöntem, ceza verilecek eylem ve davranışlar ve ceza vermeye yetkili makam ve kurullar pozitif olarak mevzuatla belirlenmekte, doktrin ve yargısal içtihatlarla da konu ile ilgili disiplin hukuku ilkeleri oluşturulmaktadır. Buna göre, disiplin cezası verilebilmesi için kusurlu halin tespitinden sonra belli süreler içinde ilgili memur hakkında tarafsız bir soruşturmacı görevlendirilerek disiplin soruşturması açılması, gerekmektedir.

Disiplin suçu teşkil eden fiillerle ilgili olarak soruşturma yapılması zorunlu olduğu gibi soruşturmanın belirli usuller çerçevesinde yapılması da isnada maruz kalanların hukuki güvencesidir. Soruşturma emri verilmesi, bağımsız ve üst veya denk görevde olan bir soruşturmacı atanması, olayla ilgili tanık ve soruşturulanın ifadelerinin alınması, ifade alınmadan kişiye haklarının ve soruşturma konusunun bildirilmesi, isnat olunan fiille ilgili lehe ve aleyhe başkaca delillerin araştırılması, soruşturma sonucunda bir rapor hazırlanması ve bu raporda olayın değerlendirilmesi ve isnat olunan fiiller bildirilerek yasal süre içerisinde ilgilinin savunmasının alınması gerekliliği disiplin hukukunun temel ilkelerinden olduğu gibi hukuki güvenlik ilkesinin de gereğidir.

Dosyanın incelenmesinden; Başkale İlçe Emniyet Müdürü olarak görev yapan davacı hakkında, “muhbir olarak adlandırılan şahıstan kaynağı ve menşei belli olmayan silah ve el bombalarını ücreti karşılığında alması için emrindeki polis memuruna emir verme ve bahse konu silah ve mühimmatları bulundurma” iddiası ile ilgili olarak soruşturma başlatıldığı, soruşturma kapsamında savunmasının istenilmesine ilişkin yazıda davacıya isnat edilen fiilin, “Başkale İlçe Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Büro Amirliğinde bir koli içerisinde menşei ve kaynağı belli olmayan 1 adet Kaleşnikof marka silah ve el bombaları bulunması ve bu silah ve mühimmatın davacının bilgisi dahilinde İlçe emniyet Müdürlüğünde bulundurulduğu” şeklinde bildirildiği ve davacının savunmasını tamamen bu isnada yönelik yaptığı, davacı hakkında düzenlenen soruşturma raporunda, davacı hakkında “muhbir olarak adlandırılan şahıstan kaynağı ve menşei belli olmayan silah ve el bombalarını ücreti karşılığında alması için emrindeki polis memuruna emir verme ve bahse konu silah ve mühimmatları bulundurma” iddiasının sübuta ermediği değerlendirilmesi yapılarak ceza tayinine mahal olmadığı yönünde görüş bildirildiği, ancak uyuşmazlık konusu Merkez Disiplin Kurulu kararında ise, 29.9.2012 ve 26.4.2012 tarihlerinde yakalanan gümrük kaçağı sigaraların sayısının evrak üzerinde eksik gösterilmesi, aynı operasyon kapsamında yakalanan Ş.O.’nun işlem yapılmadan salıverilmesi ve gözaltına alınan şüphelinin darp edilmesi fiilleri ile ilgili olarak disiplin cezası verilen komiser yardımcısı T.A., polis memuru N.K. ve polis memuru M.A.S.’yle ilgili olarak denetim görevini yerine getirmediği gerekçesiyle davacı hakkında temyizen incelenen dava konusu disiplin cezasının tesis edildiği anlaşılmıştır.

Bu durumda, davacı hakkında yapılan soruşturma sonucunda Merkez Disiplin Kurulunca verilen disiplin cezasına konu fiiller yönünden davacının savunmasının alınmadığı, dolayısıyla, Anayasal güvence altında bulunan savunma hakkının usulüne uygun kullandırıldığından söz edilemeyeceği açık olduğundan, dava konusu işlemde bu yönden hukuka uyarlık, idare mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.” (Danıştay 5. Daire 2016/7742 E., 2018/16963 K.)

“Dava; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Zabıta Müdürlüğü’nde Zabıta Başkomiseri olarak görev yapmakta olan davacıya, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/C-(b) bendi uyarınca ” özürsüz olarak bir veya iki gün göreve gelmemek” fiili nedeniyle verilmiş olan 1/30 oranında maaş kesme cezası işleminin iptali istemiyle açılmıştır. İdare Mahkemesince, davacıya atfedilen fiilin sübuta ermiş olduğu gerekçesiyle, dava konusu işlemin hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı tarafından, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/C-(b) maddesinde; “Özürsüz olarak bir veya iki gün göreve gelmemek” fiilinin aylıktan kesme cezasını gerektirdiği düzenlemesi yer almıştır.

Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmeliğin 18.maddesinde; disiplin amirlerinin kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacı ile kanunların, tüzüklerin ve yönetmeliklerin Devlet memuru olarak emrettiği görevleri yurt içinde veya dışında yerine getirmeyenlere, uyulmasını zorunlu kıldığı hususları yapmayanlara, yasakladığı işleri yapanlara, durumun niteliğine ve ağırlık derecesine göre, 657 sayılı Kanunda yazılı disiplin cezalarından yetkisi dahilinde bulunanları vermeye yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.

Disiplin cezaları, kamu hizmetinin gereği gibi yürütülebilmesi bakımından kamu görevlilerinin mevzuat uyarınca yerine getirmek zorunda oldukları ödev ve sorumlulukları ifa etmemeleri veya mevzuatta yasaklanan fiillerde bulunmaları durumunda uygulanan yaptırımlar olup, memurların özlük hakları üzerinde doğrudan ve önemli sonuçlar doğurmaları sebebiyle subjektif ve bireysel etkileri bulunduğu gibi kamu görevinin gereği gibi sürdürülmesi ve kamu düzeninin sağlanması bakımından objektif ve kamusal öneme sahiptirler.

Bu bakımdan disiplin soruşturmalarının yapılmasında izlenecek yöntem, ceza verilecek fiiller ve ceza vermeye yetkili makam ve kurullar pozitif olarak mevzuatla belirlenmekte, doktrin ve yargısal içtihatlarla da konu ile ilgili disiplin hukuku ilkeleri oluşturulmaktadır. Disiplin cezalarının sağlıklı ve objektif olması cezayı veren disiplin amirlerinin olayı objektif değerlendirebilmeleriyle mümkündür.

Disiplin cezası verilebilmesi için kusurlu halin tespitinden sonra belli yasal süreler içerisinde ilgili memur hakkında tarafsız bir soruşturmacı görevlendirerek disiplin soruşturması açılması, söz konusu soruşturmada memurun lehe ve aleyhine olan tüm delillerin toplanarak ekleriyle birlikte bir soruşturma raporunun oluşturulması ve böylelikle memurun hangi fiili, nerede, ne zaman, nasıl, ne şekilde işlediğinin somut, hukuken kabul edilebilir delillerle şüpheye yer vermeyecek şekilde ortaya konularak yetkili disiplin amiri veya disiplin kurulu tarafından bir disiplin cezası verilmesi gerekmektedir.

Dosyanın incelenmesinden; davacının 29.06.1983 tarihinde aday memur kadrosuna atandığı, 09.07.1986 tarihinde Zabıta Memurluğu kadrosuna atandığı, 1996 tarihinde komiser yardımcısı, 1999 tarihinde komiser kadrosuna, 2006 yılında da zabıta başkomiserliğine atandığı, dava konusu işlemin yapıldığı sırada Avrupa Merkez Zabıta Amirliğine bağlı Bayrampaşa Eski Cezaevi kompleksi içinde bulunan zabıta karakolunda görevli olduğu, 08.01.2014 saat 09:00’da tutulan tutanağa göre davacının 07.01.2014 Salı günü herhangi bir mazereti olmaksızın işe gelmediğinin tespit edildiği; tutanağın M. Sarı ve S. Kafkas adlı zabıta Amir ve Komiseri tarafından imzalandığı; konuya ilişkin olarak davacı hakkında soruşturmacı atanmaksızın ve soruşturma açılmaksızın, disiplin amirince davacıdan savunma istendiği, davacının 20.01.2014 tarihli savunmasında; 06.01.2014 Pazartesi günü ani bir baş ağrısı, ateş ve halsizlik durumu oluştuğunu, bu durumun tüm mesai arkadaşlarının gözü önünde gerçekleştiğini, bu nedenle acilen evine gitmek zorunda kaldığını, evde yaklaşık 26-27 saat kalakaldığını, doktora dahi gidemediğini, evden aldığı ağrı kesicilerle durumu geçiştirdiğini, tutanağın tutulduğu 07.01.2014 günü de iki arkadaşının kendisini aradıklarını, onlara işe gelemeyeceğini bildirdiğini, hasta olduğunu beyan ettiğini, ancak buna rağmen hakkında haksız yere ve kasıtlı olarak fırsatçılık yapılarak tutanak tutulduğunu, tutanağı tutan amirin bunu niçin yaptığını çözemediğini, mağdur olduğunu beyan ettiğinin görüldüğü, davacının bu beyanlarının yeterli olmadığı düşünülerek davacıya dava konusu disiplin cezasının verildiği, davacının Disiplin Kurulu’na itiraz ettiği; ancak itirazının da reddedildiği ve ilgili disiplin cezasının iptali için bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Bu durumda, usulüne uygun soruşturma açılmadan, bağımsız bir soruşturmacı tayin edilmeden ve isnat edilen fiili her yönüyle ve şüpheye yer vermeyecek şekilde ortaya koyan bir soruşturma raporu düzenlenmeden tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından, işin esasına girilerek davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 04.10.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.”(Danıştay 12. Daire 2015/654 E., 2018/3551 K.)

  • +90 216 807 00 09
  • info@icpartners.com.tr
  • Atatürk Mah. Ertuğrul Gazi Sk. Metropol İstanbul A Blok Apt. No:2E Kat 21 Daire 331 Ataşehir/İSTANBUL
  • Abdurrahmangazi Mahallesi, Alparslan Caddesi, Sinpaş Metrolife Sitesi F Blok Kat: 6 Daire: 73 Sancaktepe / İSTANBUL

Sosyal Medya