Kamulaştırma Nedir? Kamulaştırma Davası Ve İşlemleri

KAMULAŞTIRMA NEDİR? KAMULAŞTIRMA DAVASI ve İŞLEMLERİ

Kamulaştırma: Anayasanın 46. Maddesinde yer alan hükme göre kamulaştırma, devlet ve kamu tüzel kişileri tarafından, kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunmaz taşınmaz malların tamamının veya bir kısmının, kanunla gösterilen esas ve usullere göre, mülkiyetinin devralınması veya bunlar üzerinde idari irtifaklar kurulmasıdır.

Tanımdan da anlaşıldığı üzere kamulaştırma, mülkiyet hakkına müdahale teşkil etmektedir. Bu nedenle ancak kamu yararı olması halinde kamulaştırma yapılabilir ve mülkiyet hakkı sınırlanabilir.

Kamulaştırmanın tanımı doğrultusunda kamulaştırmanın temel ilkeleri şu şekilde sıralanabilecektir:

  • Kamulaştırma, devlet veya diğer kamu tüzel kişileri tarafından yapılabilir.
  • Kamulaştırma, kamu yararı sebebiyle yapılır.
  • Kamulaştırma, ancak özel mülkiyette bulunan mallar hakkında yapılabilir.
  • Kamulaştırma, malın gerçek karşılığının peşin olarak ödenmesiyle yapılır.
  • Kamulaştırma, kanunla gösterilen esas ve usullere göre yapılır.
  • Kamulaştırma bedeli nakden ve peşin ödenir. Nakden olması, tahvil, bono vb. para dışında bir ödeme aracı ile ödeme yapılamayacağını ifade etmektedir. Bununla birlikte anayasada nakden olmasına ilişkin istisna belirtilmiştir. 46/2. Maddeye göre tarım reformunun uygulanması, büyük enerji ve sulama projeleri ile iskan projelerinin gerçekleştirilmesi, yeni ormanların yetiştirilmesi, kıyıların korunması ve turizm amacıyla kamulaştırılan toprakların bedellerin ödenme şekli kanunla gösterilir. Bunlara ilişkin ödemenin taksitle yapılmasına karar verilmesi halinde bu taksitlendire en fazla 5 yıl süreyle yapılabilmektedir.

Kamulaştırma işlemi bir idari işlem olması sebebiyle idari işlemin beş unsuruna uygun olmalıdır:

Yetki unsuru bakımından devlet ve kamu tüzel kişileri kamulaştırma yapma yetkisine sahiptir. Bununla birlikte kamu tüzel kişileri her yerde değil, kendi yetki alanlarında ve görev konularında kamulaştırma yapabileceklerdir. Bu nedenle kamulaştırma yetkisi konu, yer ve kişi bakımından sınırlandırılmaktadır. Kamu tüzel kişileri, özel hukuk tüzel kişisinin yürüttüğü faaliyete ilişkin kanunda bu kişi lehine kamulaştırma yapılabileceğine dair hüküm bulunması halinde, özel hukuk tüzel kişisi lehine de kamulaştırma yapabilmektedir. Özel hukuk tüzel kişisi lehine olması, kamulaştırma işleminin bir idari işlem olması durumunu değiştirmemektedir. Dolayısıyla bu işleme karşı da idari yargıda iptal davası açılması mümkündür. Sebep unsuru bakımından kamulaştırmanın sebebi kamu yararıdır. Konu unsuru bakımından kamulaştırma işleminin konusu, bir taşınmaz üzerindeki özel mülkiyetin sona ermesi ve o taşınmazın idarenin mülkiyetine geçmesidir. Belirtildiği üzere, yalnızca özel mülkiyette bulunan taşınmazlar kamulaştırmanın konusu olabilmektedir. Şekil unsuru bakımından kamulaştırma, özel şekil kurallarına tabidir. Kamulaştırma işlemi öncesinde onaylı imar planı veya ilgili bakanlıklarca onaylı özel plan ve proje alınması, bunların olmaması halinde kamu yararı kararı alınması ve bu kararın yetkili mercilerce onaylanması, kamulaştırılacak taşınmaz mallara ilişkin ölçekli planın yapılması, tapu siciline şerh verilmesi gerekmektedir. Amaç unsuru bakımından ise kamu yararını gerçekleştirme amacı, kamulaştırmanın amaç unsurunu oluşturmaktadır.

Kamulaştırma Usulü: Kamulaştırma işlemi, idari ve yargısal olmak üzere iki aşamadan oluşmaktadır.

İdari aşama; kamulaştırma bedeli için yeterli ödenek temin edilmesi, kamu yararı kararının alınması, kamulaştırılacak taşınmazın belirlenmesi, kamulaştırma kararının alınması ve tapu siciline şerh verilmesinin istenmesi, satın alma usulünün denenmesi işlemlerinden oluşmaktadır.

Kamulaştırma işleminin ilk aşaması ‘kamulaştırma bedeli için yeterli ödenek temin edilmesi’dir. Yeterli ödenek temin edilmeden kamulaştırma işlemlerine başlanılamaz. Bundan sonraki aşama ise kamu yararı kararının alınmasıdır. ‘Kamu yararı kararı’, idarenin taşınmazı iktisap etmesi için verilen izindir. Bu kararın hukuki niteliği bakımından ise bir hak yaratmaması sebebiyle kazanılmış hak doğurduğu söylenemez. Dolayısıyla idare her zaman, hatta dava açma süresi geçtikten sonra dahi kamulaştırma kararını geri alabilir. Danıştay’ın kabulüne  göre kamu yararı kararının icrai nitelik taşımaması sebebiyle doğrudan bu karara karşı iptal davası açılamamaktadır. Kamu yararı kararından sonraki aşama ‘kamulaştırılacak taşınmazın belirlenmesi’dir. Kamulaştırma işlemini gerçekleştirecek olan idare, kamulaştırılacak taşınmazın sınırlarını, yüzölçümünü ve cinsini içeren bir plan yapar, ayrıca vergi dairesinden taşınmazın beyan değerini ister. Bir sonraki aşama ‘kamulaştırma kararının alınması ve tapu siciline şerh verilmesinin istenmesi’dir. Kamulaştırma işlemlerinin altı ay içinde bitmemesi halinde tapu siciline verilen şerh, tapu dairesi tarafından re’sen silinir. Son aşma, ‘satın alma usulünün denenmesi’dir. İdare en az üç kişiden oluşan bir takdir komisyonu oluşturarak taşınmazın tahmini bedelini belirler, daha sonra pazarlıkla satın alma usulü için üç kişilik bir veya birden fazla komisyon teşkil eder. İdare, tahmini bedeli söylemeden taşınmazı pazarlık yoluyla veya idareye ait başka bir taşınmaz malla trampa yoluyla devralma talebini resmi taahhütlü yazıyla malike bildirir. Malikin on beş gün içinde idareye başvurması üzerine komisyon ve malik arasında pazarlık görüşmeleri başlar. Bedelde veya trampada anlaşma sağlanırsa tutanak düzenlenir ve malik ve komisyon üyeleri tarafından imzalanır. Satın alma usulüyle alınan veya trampa edilen taşınmaz, kamulaştırma yolu ile alınmış sayılır ve kamulaştırmaya veya bedeline ilişkin itiraz davası açılamaz.

Satın alma usulünün olumlu sonuçlanması ve malikin tapuda devretmesiyle birlikte taşınmazın mülkiyeti idareye geçmektedir. Satın alma usulünün olumsuz sonuçlanması halinde ise idare tarafından yargısal aşama başlatılır.

Kamulaştırma Davası (Yargısal Aşama):24/04/2001 tarihli 4650 s. Kanununla Kamulaştırma Kanunu’nun 20. Maddesinde değişiklik yapılarak kamulaştırma bedelinin takdirinin taşınmazın bulunduğu yer asliye  hukuk mahkemesi tarafından tespit edilmesi usulü benimsenmiştir. Buna göre yapılacak işlemler;

  • İdarenin asliye hukuk mahkemesine başvurusu
  • Mahkemenin taraflara tebliğ veya ilan yoluyla meşruhatlı davetiye göndermesi
  • Kamulaştırma bedelinin tarafların duruşmada anlaşmasıyla tespiti
  • Kamulaştırma bedelinin bilirkişi raporlarından yararlanmak suretiyle mahkeme tarafından tespit edilmesi
  • Kamulaştırma bedelinin bankaya yatırılması
  • Taşınmazın idare adına tescil ve bedelin hak sahibine ödenmesine karar verilmesidir.

Asliye hukuk mahkemesi, idarenin başvurusu üzerine en geç 30 gün sonrası için belirlediği duruşma tarihini, idarenin dava dilekçesini ve idare tarafından verilen belgelerin birer örneğini ekleyerek taşınmazın malikine meşruhatlı davetiye gönderir. Mahkeme tebligatta, malikin idarenin kamulaştırma işlemine karşı 30 gün içinde idari yargıda iptal davası açabileceğini belirtir. Malik idari yargıda iptal davası açar ve yürütmeyi durdurma talep ederse idari yargı bu talebi reddedebilir. Talebin reddedilmesi halinde asliye hukuk mahkemesi, idari yargıda açılan davayı bekletici mesele yapmayacak ve davayı görmeye devam edecektir. İdari yargı yürütmeyi durdurma talebini kabul ederse, asliye hukuk mahkemesi idari yargıda açılan davayı bekletici mesele yapacak ve iptal davası sonuçlanana kadar davayı bekletecektir.

İdari yargıda kamulaştırma işleminin iptaline karar verilmesi halinde asliye hukuk mahkemesi, idarenin bedel tespitine ilişkin davasını reddedecektir. İdari yargıda kamulaştırma işleminin iptali davası reddedilirse asliye hukuk mahkemesi bedelin tespiti ve taşınmazın idare adına tescili davasını görmeye devam edecektir.

Bedelin duruşmada tarafların anlaşması ile tespit edilmesi halinde hakim, bu bedeli kamulaştırma bedeli olarak kabul eder ve tarafların anlaştığı kamulaştırma bedelinin peşin ve nakden malik adına bankaya yatırılması ve yatırıldığına dair makbuzun ibrazı üzerine taşınmazın idare adına tesciline karar verir. Bu karar tapu dairesine bildirilir.

Tarafların bedelde anlaşamaması halinde hakim, adil ve hakkaniyete uygun bir bedel tespit eder. Kamulaştırma bedelinin tespiti davasının dört ay içinde sonuçlanmaması halinde, tespit edilen bedele sürenin bitiminde itibaren faiz işletilir.

Taşınmazın mülkiyetinin idareye geçmesi, mahkemenin tescil kararıyla olmaktadır. Tescil hükmü kesin olup, bu karara karşı kanun yoluna gidilememektedir. Ancak taraflar, bedele ilişkin itirazları bakımından kanun yoluna başvurabilirler.

Kamulaştırma Kanunu’nun 23. Maddesinde ‘malikin geri alma hakkı’ düzenlenmiştir. Buna göre; kamulaştırma bedelinin kesinleşmesinden itibaren beş yıllık sürede, kamulaştırma ve devir amacına uygun herhangi bir işlem yapılmaması veya kamu yararına yönelik bir ihtiyaca tahsis edilmemesi, malikin almış olduğu kamulaştırma bedelini aldığı günden itibaren işleyecek faiziyle birlikte idareye geri ödemesi halinde malikin geri alma hakkı doğmaktadır. Malik bu hakkı, hakkın doğmasından itibaren 1 yıl içinde kullanmalıdır.

Kanun’un 21. Maddesine göre ‘İdare kamulaştırmanın her safhasında kamulaştırma kararı veren ve onaylayan yetkili merciin kararı ile kamulaştırmadan tek taraflı olarak kısmen veya tamamen vazgeçebilir’. Bu durumda dava giderleri ve vekalet ücreti idareye yükletilir.22. Maddede ise kamulaştırmanın ve bedelinin kesinleşmesinden sonra taşınmaz malları kamulaştırma amacına veya kamu yararına yönelik herhangi bir ihtiyaca tahsisi lüzumu kalmaması halinde idarenin durumu mal sahibi veya mirasçılarına bildirmesi üzerine, mal sahibiveya mirasçılarının üç ay içinde aldıkları kamulaştırma bedelini ödeyerek taşınmazı geri alabilecekleri düzenlenmiştir. Ancak kamulaştırılan malda kamulaştırma amacına uygun bir işlem veya tesisat yapılması halinde bu hüküm uygulanamaz. Bu usulde tarafların karşılıklı anlaşmaları esastır. Eski malikin geri almayı kabul etmemesi halinde idare kamulaştırmadan vazgeçemez.

Acele Kamulaştırma: İstisnai bir kamulaştırma usulü olan acele kamulaştırma, Kamulaştırma Kanunu’nun 27. Maddesinde düzenlenmektedir. İlgili madde şöyledir:

Madde 27: ‘3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın 10 uncu madde esasları dairesinde ve 15 inci madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi adına 10 uncu maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabilir.

Mahkemece verilen taşınmaz mala el koyma kararı tapu müdürlüğüne bildirilir. Taşınmaz malın başkasına devir, ferağ veya temlikinin yapılamayacağı hükmü tapu kütüğüne şerh edilir. El koyma kararından sonra taşınmaz mal 20 nci madde uyarınca boşaltılır.

Bu Kanunun 3 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında belirtilen hallerde yapılacak kamulaştırmalarda yatırılacak miktar, ödenecek ilk taksit bedelidir.’

Acele kamulaştırma, olağanüstü bir kamulaştırma usulü olup istisnai durumlarda uygulanacak bir yöntem olduğundan acelelik halinin bulunduğunun saptanması halinde acele kamulaştırması zorunlu bulunan taşınmazlara yönelik gerekli tespitler yapılıp sebepleri de belirtilmek suretiyle başvuruda bulunulması, olağan kamulaştırma gerekçeleri dışında bu yöntemin uygulanma gerekçesinin, olağanüstü durumların, bu yönteme başvurulması ile amaçlanan kamu yararının, kamu düzeninin korunmasını gerektiren hallerin somut olarak ortaya konulması ve başvuruda bulunulan taşınmazlara yönelik inceleme yapılarak koşulların gerçekleşmesi halinde Cumhurbaşkanınca 2942 sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca aceleliğine karar verilmiş olan taşınmazlara yönelik olarak acele kamulaştırma işlemlerinin yürütülmesi gerekmektedir.

2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 14. Maddesi gereğince, kamulaştırma davalarında paydaşlar arasında zorunlu dava arkadaşlığı yoktur. Davalılardan her biri için hükmedilen miktar 3.920,00-TL’den az olup karar tarihi itibariyle temyize konu karar temyiz kesinlik sınırının altındadır. HUMK’un 5219 sayılı Yasa ile değişik427. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca miktar veya değeri 3.920,00-TL’yi geçmeyen kararlar kesin olduğundan miktar yönünden davacı vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, davacı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 22/12/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.’(Yargıtay5. Hukuk Dairesi 2021/7922 E., 2021/15721 K.)

‘Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekilince temyiz edilmiştir.2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 4650 sayılı Yasayla değişik 10. maddesi “Tarafların anlaştığı veya tarafların anlaşamaması halinde hakim tarafından kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen miktarın, peşin ve nakit olarak veya kamulaştırma bu Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre yapılmış ise, ilk taksitin yine peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, hak sahibi tespit edilememiş ise ileride ortaya çıkacak hak sahibine verilmek üzere 10 uncu maddeye göre mahkemece yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılması ve yatırıldığına dair makbuzun ibraz edilmesi için idareye onbeş gün süre verilir. Gereken hallerde bu süre bir defaya mahsus olmak üzere mahkemece uzatılabilir.” hükmünü içermektedir. Bu durumda, mahkemece, yukarıda anılan kanun hükmü uyarınca kamulaştırma bedelinin depo edilmesi için 15 günlük süre verilmesi gerektiği ve bu sürenin bir defaya mahsus olmak üzere uzatılabileceği gözardı edilerek Kamulaştırma Kanununa aykırı olarak depo bedelinin yatırılması için bir kez iki haftalık kesin süre verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle, bozma nedenine göre sair hususlar incelenmeksizin, HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 22/12/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.’(Yargıtay5. Hukuk Dairesi 2021/7826 E., 2021/15712 K.)

‘Dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlığa taşınmazın da içinde bulunduğu termik santrali için acele el koyma kararları verilmesi üzerine açılan davalarda Danıştay Altıncı Dairesinin E:2011/9277 ve devamı sayılı kararlarıyla yürütmenin durdurulmasına karar verilmesinin ardından yargı yerince yürütülmesi durdurulan acele kamulaştırma işlemi doğrultusunda ve taşınmazın parsel numaraları belirtilmek suretiyle dava konusu Bakanlar Kurulu kararıyla aynı şekilde acele kamulaştırma kararı verildiği, bunun üzerine görülen davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Dava konusu Bakanlar Kurulu kararı incelendiğinde, acele kamulaştırma yapılmasını gerektiren nedenlerin ortaya konulmadığı, acelelik halinin, üstün kamu yararının ve kamu düzeninin korunmasını gerektiren hallerin açıklanmadığı görülmektedir. Her ne kadar, dosyada yer alan belgelerden, termik santrali kapsamında yapılacak çalışmalar için acele kamulaştırma kararı alındığı anlaşılmakta ise de, acele kamulaştırmaya ilişkin olarak yukarıda açıklanan özel ve istisnai koşullar bulunmadan ve idarece ortaya konulmadan, salt belirtilen nedenle acele kamulaştırma yapılması hukuken olanaklı değildir.

Bu durumda, dava konusu Bakanlar Kurulu kararında hukuka uyarlık bulunmadığından bu karar uyarınca yapılacak acele kamulaştırma işlemleri sonucunda ortaya çıkacak mülkiyet ile ilgili sorunların telafisi güç ve imkansız sonuçlar doğuracağı da açıktır.

Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27 nci maddesinde öngörülen koşulların bulunması nedeniyle dava konusu işlemlerin yürütülmesinin durdurulmasına, bu kararın tebliğini izleyen 7 (yedi) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna itiraz edilebileceğinin duyurulmasına, 19.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.’(Danıştay 6. Daire E. 2013/5072 T. 19.03.2014)

 

  • +90 216 807 00 09
  • info@icpartners.com.tr
  • Atatürk Mah. Ertuğrul Gazi Sk. Metropol İstanbul A Blok Apt. No:2E Kat 21 Daire 331 Ataşehir/İSTANBUL
  • Abdurrahmangazi Mahallesi, Alparslan Caddesi, Sinpaş Metrolife Sitesi F Blok Kat: 6 Daire: 73 Sancaktepe / İSTANBUL

Sosyal Medya